Sır
Umulmadık bir
şiir dizesinde,
yaşamın sırrını
keşfetmiş iki kız.
Dizeyi yazan benmişim
ki sırdan haberim yok.
Bana da
onlar söyledi
(üçüncü bir kişi vasıtasıyla)
fakat bu sır neymiş
bilmediğim gibi
hangi dize olduğunu da
öğrenemedim. İşin aslı, aradan
bir haftadan uzun zaman
geçtiğine bakacak olursak,
ne sır kalmıştır
şimdiye akıllarında, ne dize,
ne de şiirin adı.
Onları seviyorum, benim bulamadığım şeyi
buldukları için,
beni yazdığım o dizeden dolayı
sevdikleri için,
ve de unuttukları için,
ki böylece
daha bin kez, ölüm
onları bulana dek,
yeniden keşfetsinler onu,
başka dizelerde
başka yaşantılarda.
Ve de bunu
bilmek istedikleri için,
böyle bir sırrın
olduğuna
inandıkları için, evet,
en çok da
bunun için.
Denise Levertov
çev: Cem Duran
The Secret
Two girls discover
the secret of life
in a sudden line of
poetry.
I who don't know the
secret wrote
the line. They
told me
(through a third person)
they had found it
but not what it was
not even
what line it was. No doubt
by now, more than a week
later, they have forgotten
the secret,
the line, the name of
the poem. I love them
for finding what
I can't find,
and for loving me
for the line I wrote,
and for forgetting it
so that
a thousand times, till death
finds them, they may
discover it again, in other
lines
in other
happenings. And for
wanting to know it,
for
assuming there is
such a secret, yes,
for that
most of all.
Denise Levertov

Çeviri Süreci
İngiltere doğumlu Amerikalı kadın şair Denise Levertov (1923-1997), "Black Mountain" şairleri arasında sayılır. Onlar gibi klasik biçimlerden kaçınarak şiirin içeriğini yansıtan serbest biçimleri tercih eder; şiirin ritmini ve dizeleri kıracağı yerleri kulak ve nefesine gelişine göre belirler. Bu serbest yaklaşımı, elbette çevirmen için de kolaylık sağlıyor.
İki sözcüğü Türkçede hangi sözcüklerle karşılamamın uygun olacağına karar verirken zorlandım:
1) happening: "Olay" ve "yaşantı" arasında kaldım. "Olay" ise daha ziyade etkileri gözle görülebilir, belirli bir başlangıcı ve bitişi olan şeyler için kullanılıyor. Halbuki Levertov'un buradaki kastı yaşanılan her şey. "Yaşantı" sözcüğü "yaşanılan bir şey", "yaşamın bir bölümü" ve "deneyim" gibi anlamları kapsadığından tercih ettim.
2) assume: Burada "inanmak", "varsaymak", "kabul etmek", "sanmak" ve "düşünmek" arasında kaldım. "Kabul etmek"i, yan anlamlarından dolayı attım. "Varsaymak" ise şüpheci bir yaklaşımı çağrıştırıyor. "Kabul etmek", daha çok bilimsel metinlerdeki "önkabul"ü çağrıştırıyor. "Sanmak" ise yanılmayı içeriyor gibi. Dolayısıyla geriye buradaki anlamı Türkçede karşılayan bir tek "inanmak" kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder